Yönetim Danışmanı Fırat Çapkın, MARİŞ'in Konuğu Oldu (27.04.2019)
Faaliyetler (2016-2019)

 

MARİŞ Cumartesi Buluşmaları'nın konuğu "Eyvah! Patron Oldum" başlıklı sunumuyla uluslararası Yönetim Danışmanı Fırat ÇAPKIN oldu. Fırat ÇAPKIN, iki saati aşkın süren ve katılımcılardan büyük teveccüh gören toplantıda, patron olmanın püf noktalarını anlattı. 

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren MARİŞ Başkanı Abdülkadir AKKUŞ, öncelikli olarak 2023'e kadar geçecek seçimsiz sürecin iş insanları açısından kendi ajandalarına yoğunlaşmalarına imkan tanıyacağının altını çizdi ve şöyle dedi;  "Malumunuz, ülke olarak son 5 yılda 7 seçim tecrübesi yaşadık. Elbette, köklü demokrasi geçmişimiz ve toplumsal sağduyumuzla tüm bu süreçten alnımızın akıyla çıktık. Ancak kabul etmek gerekir ki, siyasi istikrarı sağlama çabası içerisindeyken iş dünyası olarak önce "önümüzü görme" ve "bekleme" refleksine yöneldik. Yeni yatırımlardan ziyade, şirketlerimizi güvenli bir limana yanaştırma öncelikli tercihimiz oldu. Tartışmaları biraz daha sürecek olmakla birlikte, Türkiye'nin 31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktığı ve yerel yöneticilerini seçtiği bir dönemden henüz çıkmış durumdayız. Allah kısmet ederse, cumhuriyetimizin 100'üncü yılı olan 2023'e kadar seçimsiz bir dönem yaşayacağız. Bundan sonra seçimsiz geçeceğine inandığımız 4,5 yıl boyunca devlet, özel sektör ve stk'lar olarak üstümüze düşeni yapmalı ve Türkiye ekonomisinin büyümesi için taş üstüne taş koymalıyız".

Bu yeni dönemde şirketlerin, küresel konjonktüre adaptasyonunu MARİŞ olarak çok önemsediklerini belirten AKKUŞ, konuk Fırat ÇAPKIN'ın bu doğrultuda MARİŞ üyeleriyle "hayati önemi haiz" bilgiler paylaşacağını belirtti. AKKUŞ, sözlerini tamamlarken MARİŞ Girişimci Kadın Komisyonu projesine katkı koyanlara teşekkür etti ve şimdiden Ramazan ayını tebrik etti. 

Cumartesi Buluşmaları'nın konuğu Fırat ÇAPKIN ise, "Eyvah! Patron Oldum.." başlıklı sunumunda, zorlu konjonktüre patron yani lider/yönetici olmanın önemine dikkat çekti; 

"Patron olmaktan, yönetici olmaya…

Bu işler birden bire olmamış. Bugüne kadar okuduğum yüzlerce kitapta ve geliştirdiğim projelerde, bu konu, bir süreç ve olarak ele alınarak incelenmiş. Bu sürece farkında olmadan girebilirsiniz. Ve bir şekilde de şirketinizi patron-yönetici olarak organize edebilirsiniz. Bu durumda da şöyle bir soru var programda : kendinizi ne kadar tanıyorsunuz ? Davranışlarınızı yeteri kadar kontrol edebiliyor musunuz?

Yöneticilik yapmak için çok küçük tavsiyeler :

  • Diliniz yara mı ? Dilinizi ısırmadan konuşmayın. Sözlerine hakim olmak için düşünün ve konuşun.
  • İki dinle bir söyle! iyi dinleyin, dinleyin ve bir daha dinleyin. Sonra söyleyeceklerinizi söyleyin.
  • Rakamsal verilerle aranız iyi değilse, hemen bu konuda kendinizi hızla geliştirin. Rakamlarla konuşmadığınız sürece sıkıntılar yakanızı bırakmayabilir.
  • Vergi dilimleri,ödemeler ve tahsilatları, nakit akışını, işinin uzmanı ile çalışın.

Peki ya patronlar ve çalışanlar arasındaki soğuk savaş ne durumda gelişecek ?

Çalışanlara göre patronlar, her zaman çok kazananlar, parayı fazlasıyla depolayanlar, en güzel hayatı yaşanlar, cimriler ve bunun gibi birçok ithamlarla patronlarına karşı soğuk savaşı sürdürürler.

Diğer yandan; patronlara göre çalışanlar ise, yeteri kadar çalışmıyorlar; bu paraya çok daha iyileri bulunabilir, yemek ve yol paralarını bile veriyorum ama hala yaranamıyorum, sigortasını 3 ay sonra başlatacağım v.b. bir çok gereksiz konuların çevresinde dönüp dolaşırlar.

Yukarıda bahsettiğim gibi, zaman süratle geçiyor ve her şey değişiyor. Ve tam bu noktada ise bambaşka bir şey, bizim toplumumuzun alışık olmadığı bir olgu devreye giriyor. “karşılıklı saygı ve güven” Tüm patronlar, yöneticiler ve çalışanlar için küçük bir tavsiyem var : ilk önce herkesin yaptığı işe, derin bir saygı duyması gerekir. İş hayatında karşılıklı olarak gösterilmeyen saygı, orta vadeyi bulmadan başarısızlığı beraberinde getirir.

Artık PATRON terimini de isterseniz şöyle şekillendirelim : “girişimci”.. Girişimci risk alıp, yeni işini kurmaz ise, yanında çalışanlara istihdam sağlayamaz. İstihdamın olmayışı demek, kişisel bazda nakit girişinin olmaması anlamına gelir ve bu durum ise, hem kişisel, hem de ailesel kargaşa ve olumsuzlukları beraberinde getirir. Böyle bir durumda yepyeni bir vizyon ile tanışmak veya mevcut vizyonu şöyle geliştirmek, büyük bir katkıyı paylaşıma sunuyor:

Girişimci olmaz ise, çalışanlar olmaz, peki ya müşteriler ve tedarikçiler olmaz ise hem işletme hem de çalışanlar olabilir mi ? Üzgünüm ki cevap “ olamaz “

Bu kapsamda düşündüğünüzde yönetimin, birbirine geçmiş tam anlamıyla bir zincir olduğu görmezden gelmek imkansızdır. O halde çalışanlar, işletme sahipleri, müşteriler ve tedarikçiler ile olan ilişkileri tekrar gözden geçirerek, güçlü olduğunuz ve zayıf olduğunuz noktaları belirlemekte lütfen geç kalmayın.

Çalışanlarınızı ve kendinizi geliştirmek için sürekli eğitimler alın, bunu bir masraf olarak değil, iyi bir yatırım olarak düşünün" dedi.

Program, MARİŞ Yönetim Kurulu üyelerinin, konuşmacı Fırat ÇAPKIN'a hediye takdimi ve aile fotoğrafı çekimi ile sona erdi. 

Fırat ÇAPKIN Kimdir?

2004 yılında D&F Management Institute eğitim ve danışmanlık şirketini İstanbul’da kurdu. 1976 yılında İstanbul’da doğdu. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler-Sosyoloji bölümünü bitirdi. Kariyer yolculuğuna çok uluslu bir Amerikan şirketi olan Xerox’ta başladı.

Saha satış deneyimlerini, sıcak satış tecrübelerini edinmekle birlikte, satışın ve satış yönetiminin incelikleriyle tanıştı. Satış konusunda uygulamalı eğitimler aldı. Askerlik görevinin ardından, yine çok uluslu olan Danimarka ortaklı bir şirkette sırasıyla satış uzmanı, satış şefliği ve satış müdürlüğünün yanı sıra dünyanın en iyi ve en ünlü yönetim gurularından Prof. Dr. Ichak Kalderon ADIZES ile tanışma ve çalışma fırsatını yakaladı. Türkiye’nin en büyük şirketlerinin sahiplerinin ve üst düzey yöneticilerinin katıldığı konferansları ve ekipleri yönetti.

2004 yılı itibariyle yönetim-yeniden yapılanma-organizasyonel değişim konularında yönetim danışmanlığı, şirket yöneticilerine birebir eğitimler ve koçluk; tekstil, otomotiv, turizm, inşaat, bilgi-işlem, telekomünikasyon, çağrı merkezleri, perakende, dayanıklı tüketim ürünleri, lojistik, toplu taşımacılık, beyaz eşya ve uluslararası denetim kuruluşlarına yönetim, pazarlama, satış, müzakere ve organizasyonel değişim konularında 70 bin kişiye eğitimler, 195 şirkete danışmanlık hizmetleri verdi.

Birçok dergide yayınlanmış 15’in üzerinde makalesi bulunan ÇAPKIN, 2005-2011 yılları arasında dünya devlerinden biri olan TÜV SÜD AG’nin pazarlama direktörlüğünü ve danışmanlığını yaparak, Türkiye’ye kazandırılmış olan TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları projesinde görev aldı. Yine TÜV SÜD Grubu ile beraber tekstil ve sistem denetim bölümlerinin re-organizasyon çalışmalarını yönetti. Ayrıca, eğitim grubunun kurulmasında yönetim kuruluna danışmanlık yaptı. Tüm bu projelerde kar/zarar, bütçe, ekiplerin kurgulanması ve yönetimi gibi kritik çalışmaları yürüttü. Grup adına Almanya, Doğu Avrupa, Hindistan, Bangladeş, Azerbaycan, Gürcistan gibi ülkelerde İngilizce ve Rusça eğitimler verdi.

Öğrenmeyi ve bildiklerini öğretmeyi motto olarak benimseyen ÇAPKIN, dinamik ve farklı eğitim projelerine devam ediyor. Evli olan ve bir çocuk babası olan ÇAPKIN, özel uçak pilotu lisansına sahiptir. Sanayi odasının ilk 1000 listesine yer alan 4 şirketin yönetim kurullarına danışmanlık yapmakta, İngilizce, Rusça bilmekte, temel düzeyde Yunanca konuşabilmektedir. ÇAPKIN, akordeon, bateri, buzuki çalmakta olup Afrika Davulları ve Çerkez Kamaları koleksiyonu sahibidir.

Tarih: 07.02.2021